Denge

Hayatta her şey dengede olmalı. Artık öyle bir hal aldı ki, dizileri arka arkaya, bir sonraki bölüme geç diye diye izler olduk, sınırlarımızı bilmiyoruz. Zamanı unutturan sınırsız sosyal medya, dizi, youtube içeriklerinin, bize hiçbir şey düşündürmemesini, mükemmel bir duygu olduğunu zanneder olduk. Bu sınırsız içerikler fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak ne kadar zayıflatıyor bizi farkında değiliz.

Sosyal medyayı elimize alıyoruz kaydır, kaydır saatler geçiyor bir bakıyoruz, biz katil kanepe de oturmuşuz içerik üretenlere boş boş bakar olmuşuz. Kalkamıyoruz başından. Heyecanlı yerde bitiyor izlediğimiz dizi “ay bir tane izleyelim” dedikten sonra bakıyoruz saatimize tam 3 saat geçmiş ve 6-7 bölüm izlemişiz. Tatilde belki tolere edebiliriz bu süreyi ama normal iş gününde bu kadar tembelliği boşluğu, düşünmemeyi tolere edemeyiz. Gelecekte nasıl olacağız? Ben düşünmek istemiyorum.


Oyun oynuyor çocuklar sınırı yok saatlerce oynayabiliyorlar. Sosyalleşme aracı bile olmuş artık. Buluşmayı akıllarına getirmiyorlar. Çünkü zaten oyunda çevrimiçi görüşüyorlar.

Bu kadar akıl çelici etken çocuklarımızın başındayken onlardan nasıl üretmelerini, ders çalışmalarını, sorumluluklarını yerine getirmelerini isteyeceğiz? Biz başından kalkamıyoruz, o, daha beyinlerinde planlama, organizasyon ve problem çözmeden sorumlu bölümü “frontal korteksi” henüz gelişmeyen çocuğumuz bunu nasıl yapacak? Korumalıyız önce kendimizi, sonra geleceğimiz çocuklarımızı.

Nasıl yapacağız kendimizi ve çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Bilinçlenerek, daha çok okuyarak, daha çok hareket edip daha fazla üretim yaparak. İyi alışkanlıklarımızla onlara daha fazla rol model olarak.

“Fahrenheit 451”, 1953 yılında bugünlerin gelecek öngörüsü ile yazmış Rad Bradbury. İnsanlar sürekli ekranlarda dizi, film izlemekten körelmiş, beyinleri resmen sulanmış mutlu olduklarını zannediyorlar. Onları hayata döndürecek şey kitaplar ise yakılıyor, kitap okumak yasaklanmış, itfaiyeciler sadece kitapları yakmak için var. Böyle bir dünya, 75 yıl önce yazılmış şu an kitapların yakılma bölümü hariç yaşıyoruz içerisinde farkında değiliz. Peki, kitaplar yerine diğer çeldirici ekranları tercih ederek aslında zihnimizde yakmış olmuyor muyuz kitapları?

Yapay zekaya karşı değilim ama yapabileceğimiz en güzel aktivitelerinden biri olan “yazmak” eylemini bile yapay zekaya yaptırıp köreltiyoruz kendimizi. Teknoloji düşmanı değilim ama dengede ve amacına uygun kullanalım diyorum sadece. Bizi zayıf düşürmesine izin vermeden her geçen gün daha da güçlenerek kullanalım diyorum. Biz teknolojiye değil teknoloji bize hizmet etsin diyorum.

Lütfen kendinizi ve çocuklarınızı teknolojinin zararlarına karşı bilinçlendirin. Daha sağlıklı bir nesil için bunu yapmamız şart.

Yazar Hakkında

/images/manolya-1.png

Manolya GÜMÜŞAY

Profesyonel Koç - Yönetici

annerehberi.com.tr yazarı

Yazarın tüm makaleleri

Yorum yap